Samter sendromu
Samter sendromu (Samter triadı) üç kronik sorunun birlikte bulunduğu bir tablodur:
Astım
Tekrarlayan nazal polipler
Ağrı kesici (özellikle Aspirin) duyarlılığı
Samter sendromu bulunan kişiler aspirin veya bazı ağrı kesicileri kullandıklarında yan etkiler ortaya çıkar. Bu yan etkiler üst ve alt solunum yolları ile ilgili olabildiği gibi, deri döküntüsü ve karın ağrısı şeklinde de olabilir.
Belirtiler nelerdir?
Samter sendromu olan hastalarda aspirin veya non-steroid anti inflamatuar türü ağrı kesicilerin kullanımından 30-120 dakika sonra aşağıdaki belirtilerin görülebildiği bir reaksiyon meydana gelir:
öksürük
nefes verirken ötme sesi
göğüste sıkışma hissi
burun tıkanıklığı
başağrısı
burun çevresinde ağrı
hapşırma
deri döküntüsü
deride kızarıklık
karın ağrısı
ishal
kusma
Samter sendromu bulunan kişilerde koku duyusunda azalma ve takrarlayan sinüzit atakları görülebilir.
Nedeni nedir?
Samter sendromunun nedeni bilinmemektedir. Astımı olan hastaların %10’unda, astımı ve nazal polipleri birlikte olan hastaların %30’unda Samter sendromu görülür. Sıklıkla 20 ve 50 yaş arasındaki erişkinlerde ortaya çıkar.
Tanı
Samter sendromu için özel bir tanı testi yoktur. Astımı, burun polipleri ve ağrı kesici duyarlılığı bulunan kişilere Samter sendromu tanısı koyulur.
Bu tanıyı kesinleştirmek için aspirin uyarım testi yapılır. Bu test hastanede ve hekim denetiminde yapılmalıdır. Samter sendromundan şüphelenilen kişiye alerjik reaksiyonlara karşı gerekli bütün önlemler alındıktan sonra bir doz aspirin verilerek yan etki meydana gelip gelmediğine bakılır.
Samter sendromunda burun poliplerinde ve kanda eozinofil cinsi bağışıklık hücrelerin de arttığı görülür.
Tedavi
Samter sendromu bulunan hastaların düzenli olarak astım için spreyler ve burun polipleri için kortizonlu burun spreyleri kullanması gerekir.
Ayrıca burun polipleri tekrarladıkça bunların ameliyat ile alınması de gerekebilir (Bkz. endoskopik sinüs cerrahisi).
Aspirin desensitizasyonu: Bu tedavinin amacı hastayı aspirine karşı duyarsızlaştırmaktır. Reaksiyonlara karşı önlemlerin alındığı hastane koşullarında yavaş yavaş artan dozlarda aspirin verilerek hastanın tedavi edici dozlara çıkması sağlanır. Bundan sonra hastanın her gün düzenli aspirin kullanması gerekir. Aspirin desensitizasyon tedavisi gebeler ve mide ülseri bulunanlar için uygun değildir.
Bu tedavi ile astım kontrol altına alınabilir ve burun poliplerinin tekrarlaması önlenebilir. Aynı zamanda burun polipleri için gereken ameliyatların ve kortizon tedavilerinin sayısı azaltılır.
Aspirin desensitizasyonu tedavisi çoğu hastada etkilidir; ancak yaklaşık her 4 hastadan biri yan etkiler veya yanıt alınamaması nedenleriyle tedaviye devam edememektedir.
Aspirin ve anti-inflamatuar ilaç kullanmaktan kaçınma: Aspirin desensitizasyonu yapılamayan hastaların hassas oldukları ilaçları kullanmaktan kaçınmaları gerekir. Yine de, bu hastalarda tekrarlayan astım ve burun belirtileri görülür, burun polipleri tekrarladıkça ameliyat geçirmeleri ve kortizon tedavileri almaları gerekir.
Yeni tedaviler: Anti-lökotrienler, anti-IgE monoklonal antikoru ve anti-interlökin antikoru gibi ilaçlarla ilgili çalışmalar akciğer fonksiyonlarında düzelme, astım ataklarında azalma ve burun poliplerinde gerileme olduğunu göstermiştir. Bu tedaviler ile ilgili çalışmalar sürmekte ve yeni ilaçlar geliştirilmeye devam edilmektedir.