Inverted papillom

Inverted papillom, burun veya sinüslerin iç yüzünü döşeyen mukozadan kaynaklanan iyi huylu bir tümör türüdür. Yüzeyden derine doğru parmak şeklinde girintileri olduğu için adında “inverted” tanımı bulunan bu tümörler toplumda yaklaşık her 100.000 kişinin 2’sinde görülür, orta yaşlı erkeklerde daha sıktır. Inverted papillomların oluşma nedeni bilinmemektedir; insan papilloma virüsünün (HPV) rol oynadığına dair şüpheler vardır, ancak bu kesin kanıtlanmamıştır.


Inverted papillom belirtileri

Çoğu inverted papillom vakasında tümörün başlangıç aşamasında herhangi bir belirti yoktur. Tümör büyüyüp burun boşluğu içinde yer kaplamaya başladığı zaman sıklıkla burun tıkanıklığına neden olur. Birlikte burun veya geniz akıntısı, burun kanaması, koku alma duyusunda azalma, yüz ağrısı belirtileri de görülebilir.


Inverted papillom ve kanser ilişkisi

Inverted papillomlar çoğunlukla iyi huylu tümörlerdir. Ancak vakaların yaklaşık yüzde 10’unda papillom dokusu içinde “skuamöz hücreli karsinom” adı verilen bir kanser türü de bulunur.


Kanserli hücre içermeyen inverted papillomlar vücudun başka bölgelerine yayılmaz, ancak bulundukları bölgede saldırgan yayılım göstererek sinüslere, kemiklere, göze, hatta beyine yayılabilirler.

Tanı

Nazal endoskopi: İlk değerlendirmede burun içi endoskop adı verilen, ince, esnek, kameralı optik araçlarla muayene edilir.


inverted papillom

Tedavi

Inverted papillomların tedavisi cerrahi olarak çıkartılmasıdır. Cerrahi çoğunlukla endoskopik yöntemle, burun içinden kameralı optik aletler yardımıyla yapılabilir. Tekrarlama olasılığının düşük olması için papillomun gelişmeye ilk başladığı, yani kaynaklandığı odağın ve bunun üzerine yerleştiği kemiğin yok edilmesi gerekir. Endoskopik yöntemle ameliyatın güvenli bir şekilde tamamlanamadığı durumlarda nadiren açık cerrahi de gerekebilir.


Papillom dokusu içinde kanser bulunan durumlarda radyasyon ve kemoterapi tedavileri de gerekli görülebilir.


Takip

Inverted papillomların yaklaşık %15’inde tekrarlama görülür. Bu nedenle ameliyatı takiben düzenli aralıklarla en az 5 yıl boyunca dikkatle takip edilmesi, muayenede nüks şüphesi duyulduğunda biyopsi ve görüntüleme incelemelerinin tekrarlanması gerekir.